İlk iki yazıda (birinci ve ikinci yazı) koşuya başlamak ve ilerlemek için yaptıklarımı yazdım. Bu sonuncu yazı ise düzenli bir şekilde koşmaya devam etmek hakkında.
Koşunun veya başka bir sporun insanın hayatının parçası olmaması için bir sebep yok. Dolayısıyla:
Düzenli Koşmak İçin 10+1 Önerim
1. Yarışlara katılınız. Kendi mekanınızda yarışıp evde duş almak da güzel, koşmak için bir haftasonu tatili yapmak da. En güzeli ise yarışa arkadaşlarla gidip yeni bir yer görüp güzel bir haftasonu geçirmek. Runtalya çok kolay ve gayet iyi. Eloğlu ne yaptı görmek için ben Viyana‘ya gittim, çok memnun kaldım ama duyduklarımdan Amsterdam, Berlin ve tabii ki Londra ve New York çok eğlenceli imiş. Yarı maraton koşması zor değil, derece yapmanız da gerekmez. Ama uyarmak isterim ki birçok kişi kaçıncı olduğunuzu sorup 2391. dediğinizde dudak bükecektir.
Viyana’da 45000 Kişi İle Omuz Omuza
2. Koşarken yardım için para toplayınız. Adım Adım bu konuda her türlü knowhow’ı verecektir, üye olunuz. İnsanlara koşu öncesinde “4 hafta sonra yarışacağım” demek hem sizi motive edecek hem de koşunuz sonunda kendinizden ve ruh sağlığınız düzelince şükredecek olan zavallı yakınlarınızdan başka birisine de fayda sağlamış olacaksınız.
3. İlk yazıda bahsettiğim Excel tablonuz sayesinde kendinizle yarışınız. Geçen senelerde ne kadar ilerlediğinizi görmek sizi motive edecektir. Bu tablonun bir sekmesinde yıllık check-up sonuçlarınız da dursun. (Sekme kelimesini kim icad ettiyse, hatta Microsoft ürünlerini hangi câniler tercüme ettiyse hepsini şiddetle, esefle kınıyorum.)
4. Koşarken adam gibi müzik dinleyiniz. Ağırlık çalışırken Guardian Music Weekly Podcastini dinleyebiliyorum ama kulağımda koşmam için güzel müzik varsa koşu ayrı bir zevk oluyor. Koşu playlistim dinamik, her 6 ayda tamamı değişiyor. Başka bir zevkim de listemi periyodik olarak revize etmek.
Koşu Playlistim Kamuya Sunulur
5. Koşu arkadaşları edininiz veya arkadaşlarınızı, karınızı kocanızı kardeşinizi komşunuzu koşucu yapınız. Birbirinizi doldurunca kışın yağmurda sabah 5:45’te kalkmak daha kolay olacaktır. Koşarken onlarla dedikodu yapınız, dertleşiniz. Dedikodu esnasında dikkat ediniz, asfaltın kulağı vardır.
6. Koşu hakkında kitaplar, web siteleri okuyunuz. Daha çok bildikçe daha çok seveceksiniz. İnsan vücudunun kendini geliştirebilen acayip bir mekanizma olduğunu keşfedeceksiniz ve evrime (bir kez daha) inanacaksınız. Web sitesi ve kitap olarak bazı tavsiyelerimin ikinci yazıda yazmıştım.
7. Sevdiğiniz ve gitmesi kolay bir koşu parkuru bulunuz. Hafta içinde az zaman varken kolayca koşmaya gideceğiniz bir yer olmalıdır. Ben boğaz kıyısına inebiliyorum ve güne orada başlamak iyi oluyor. İnsan sanki içinden deniz akan bir şehirde yaşarmış gibi oluyor, güzel bir his. Bu konuda Şikayetperver Koşucu‘nun bir yazısı şurada.
8. Sevdiğiniz ama gitmesi biraz daha zor bir koşu parkuru bulunuz. Şahsen ben ormandan sıkılıyorum, yeni eğlenceli parkurum tarihi yarımada. Karaköy’den başlayıp dünyanın en güzel şehirlerinden birinin en güzel manzarasına doğru koşmak, yıllarca geçilemeyen surlardaki Rumca yazıların ne olduğunu tahmin etmek, büyüğünden daha eski olan ama restore edilirken içine edilen Küçük Ayasofya’nın yanından çıkıp Mimar Sinan’ın bence en harika yapısı Sokullu Camii’ne bakarak yokuşu çıkmak, Çemberlitaş’ın altındaki gizli bölmeyi merak edip 1500 önce yapılmış yıllarca dünyanın en teknolojik binası olan Ayasofya’nın yanından inmek, Gülhane Hatt-ı Hümayun’unun nerede ve nasıl okunduğunu hayal edip Gotlar sütununun yanından Selimiye Kışlasına bakmak her koşucuya nasip olmaz; değerini bilelim.
Pause İşaretleri Durup Manzaraya Baktığım Yerleri Gösterir
9. Koşarken işinizi, evinizi, eşinizi, çocuklarınızı, annebabanızı ve diğer sevdiklerinizi ve sevmediklerinizi düşününüz ve aklınıza gelen fikir ve küfürleri unutmadan koşu sonunda not ediniz. Koşu meditasyondur, terapidir.
10. Koşarken doğa ve çevreniz ile ilişki kurunuz. Etraftaki kokuları farkediniz, o anda poyraz mı yoksa lodos mu esiyor biliniz, denizde martılara karabataklara, sakarmekelere bakınız (bakarken sapık oltacılara dikkat etmeyi unutmayınız). Sokak köpeklerini tanıyınız, dükkan sahiplerine ve size ¨Hello!¨ diyen çocuklara selam veriniz. Tek başınıza koşarken de sosyal olmak mümkündür.
10 +1. Seyahatleriniz sırasında gittiğinizi yeri koşarak geziniz. Her seyahatime bir ayakkabı ve koşu kıyafeti ekliyorum, Bağdat gibi bir yere gitmediysem muhakkak koşuyorum (Bağdat’ta taytla koşmak riskli olabilir). Genelde yabancı bir yerde müziksiz, etrafı dinleyerek koşuyorum. Gitmeden önce map my run sitesinden veya Google Maps’ten otele yakın koşacak güzel parkur belirlemek faydalı oluyor.
Hadi bu kadar yeterli, şimdi artık internette saçma sapan şeyler okumayı bırakıp koşmaya çıkınız.
Selam Yigit,
Bu aralar benim de gaza gelmeye ihtiyacım var 🙂 Arada öyle dönemler oluyor. Umarım işe yaramıştır.
Tekrar koşmak istiyordum ama önce biraz okuyayım dedim ve karşıma ilk bu yazı çıktı. Sayende ben de gaza geldim. Sağol. Diğer yazılarını da okuyacağım.